Search
Close this search box.

Kadın olmak – Be a woman.

Kadın olmak – Be a woman.

For English please scroll down

Türkçede bekaretin bozulmasıyla eş anlamda kullanılan, dişi kişinin önüne sürekli engeller çıkartan durumdur. Karşınızdaki bir grup insanın “sen kadınsın, elinin hamuruyla bulaşma” bakışı, deyişidir. Çocukluktan itibaren yaşıtımız erkekler sürekli şımartılırken bizim sürekli  “sen uslu uslu otur” laflarini işitmemizdir. Ergenlik döneminin bile bizlere bir darbe vurmasıdır. Erkeğe gururla erkeklik duygusunu aşılarken, kadına utancın kalmasıdır. Farklı olanı isteyememektir. Çocukluğunu yaşamayadan büyümektir. El yazımızın güzel olmasının beklenmesi durumudur. Erkekler daha rahat sohbetler ederken, kadınların ağzından çıkacak en küçük argo kelimede yada hakkını arayıp sesini yükseltmesinde “sana hiç yakışmıyor, sen bir çiçeksin, hanımefendisin vs.” konumuna getirilip narin, kırılgan, güçsüz bir varlık olarak topluma empoze edilmemizdir. Sadece hemcinsimizle arkadaş olmamızın beklenmesidir. Erkek arkadaşımız varsa da onun yanında da hanım hanımcık biri olmamızın istenmesidir. Kendi vücudumuz üzerinde bizden başka herkesin laf söylemeye hakkının olmasıdır.

Kadın ve  erkeğin ayrıldığı ortamlarda (cenaze, cami, spor salonları vs) kendini oradan oraya sürüklenen bir eşya gibi hissetmektir, olurda yanlış bir tarafta durmuşsan o an yerin yarılmasını istemendir. Yalnız başına araç kullanırken güvensiz, her yerde duramayan bir duyguyla seyahat etmek durumunda kalmandır, bunu da genelde kadın olduğun için hissetmendir. Olurda otoyolda bir lokantada durup, içerisine girdiğinizde -güzel kavramı olmaksızın- tek kadın siz olduğunuz için istisnasız herkesin çekinmeden size bakmasıdır.

Hepimiz birçok sorun yaşıyoruz. Belki de bunlardan en basiti, en sıradanı olarak görebileceğimiz bir örneği dile getirmek istiyorum;

Geç olmayan bir saatte akşam yedi sularında gayet merkezi bir yerde, kalabalık bir trafiğin ortasında yaşlı bir amca tarafından otobüs beklerken tacize uğramış, korktulmuş, huzursuz edilmiş arkadaş(lar)ım var. Tek suç(lar)u kadın olmak. Okulundan evine dönmek. O adamın, birini böylesine huzursuz, rahatsız edebilme hakkını kendinde görebilme konusunu tartışmadan önce, “bu gibi durumlarda neler yapabiliriz” gibi kendimizce çözümler ürettik sadece. O ve onun gibilerin bizleri rahatsız edebilme hakkını sorgulamadan evvel yaptığımız ilk şey. Kadın olmanın ilk zorluğu bu işte. Hayatta kalmak için uyum sağlaması, mücadele etmesi, daha da kötüleşen koşullar için yeni taktikler geliştirmesi gereken taraf biz kadınlarız. Tabiki verdiğim bu örnek en küçüğü. Daha da kötüleri yapılıyor, görüyor ve duyuyoruz hep birlikte. Bu evrede de kendi başımıza, çevremizdeki kadınların başına, hiç tanımadığımız kadınların başına gelenleri kıyaslama ihtiyacı duyuyoruz. Bu olayları, acıları kıyaslamak kadar iğreti ve iğrenç bir şey var mı onu da bilmiyorum ama yapıyoruz. Çünkü biliyoruz; bu gibi olayların olmama ihtimali yok, sadece daha da kötülerinin olma ihtimali var. Bu da ikinci zorluk zaten.

Yoksulluk, şiddet ve gelenekler nedeniyle dünyanın her yerinde milyonlarca kız çocuğunun baskı altında yaşadığı gerçeği, çocuk yaşta evlendirilenler, tehlike altındaki kız çocukları, tecavüzlerin, tacizcilerin dışarıda gezip kadınların suçlanması, kürtaj tartışmaları, şiddet gören kadınların korunamaması, kadın cinayetleri, eğitimden mahrum bırakılma gibi insanı delirten saçma sapan birçok konu var. Aslında bunlar sadece kadının yaşadığı zorluklar değil bunlar toplumun sorunları bir bakıma. Ne istediğini / istemediğini bilen ve bunu ifade edebilen bilinçli bir kadınsanız bir nebze daha kolay, bilakis gayet de avantajlı birşeydir. Ama birçok kadın tanıyorum derdini anlatamayan! Eğer anlatırsa da yaftalanan!  Seviyorum demek istediğinde yargılanan. Evlilik için baskı yiyen, evlenmek istemeyince suçlamalara, iftiralara maruz kalan. Aile baskısı bunların en başında geliyor çoğu durumda. Ataerkil, baskıcı, araştırmayan, sorgulamayan bir toplumda yaşıyor olmaktan kaynaklı, dünya kadar sorun sayılabilir elbette ki.

Böyle sorunlara dikkat çekmek, bu konularda bilinçlenmek ve dezanavantajlı gruplara yardım etmek adına Silvia gibi projelerde yer almak, bu işin bir parçası olmak umut veren adımlar doğrusu.

Zeynep Budak(23), ANKARA

 

It is a situation in Turkish that is used synonymously of lose of virginity. In some areas, a group of people in front of women say that “You are a woman, this is a man’s job.” Since childhood, boys are constantly being pampered by their surroundings, but parents want to be well-behaved from their girls. Even puberty hits girls. It is a shame for the woman but it is a manhood with pride for men. It is expected that women’s handwriting is better than men’s handwriting. While men chatted more comfortably but women are not.  In the smallest slang word out of women’s mouth and men are saying like that, “this is not you, you are a flower, you are a lady”. Men bring women to  delicate, fragile, powerless positions on the world. It is just to be expected that women are friends with same gender friend.  Everyone has a say on women’s own body except women.

It feels like a drifting thing from there to the place where the woman and the man place (funeral, mosque, sports halls, etc.), and if you are stopping on the wrong place, you want to die.  When you drive a car alone, you have to travel with insecurity, an uncomfortable feeling everywhere, and you will feel like that because you are a woman. If you stop on the highway and go to a restaurant, everyone will look at you badly, even you are ordinary or simple.

We all have many problems. But especially we, the women, need to adapt to survival, struggle, develop new tactics for even worse conditions. There is the fact that millions of girls all over the world have been under pressure because of poverty, violence and traditions.

There are many nonsensical issues that are puzzling people such as child marriages, endangered girls, rape, sexual abuse, abortion debates, violence against women, murder of women, deprivation of education. In fact, these are not just the difficulties that women experience, but those social problems.

If you are a conscious woman who knows what do you want / does not want and can express it, it is a little easier and advantageous. But I know a lot of women can not tell anyone their trouble. If you tell someone, you can be a liar.

It is a hopeful step to take part in projects such as Silvia to draw attention to such problems, to become conscious of these issues and to help disadvantaged groups.

No Comments

Post A Comment